Sahaflarda çiçekli kitap kokusu...

Ne zamandır gitmemiştim...
İçersi mis gibi kitap kokuyordu...
iPad'de kitap okumak olayına son verip sabah saatlerinde girdiğim ilk sahafta Mayk Hammer polisiyeleri buldum. Beni bu kitaplarla tanıştıran adam, ben daha ortaokul talebesiyken, başka kitap okumayan biriydi...
Evet sadece bu kitapları okuyordu ve bu haliyle 50'li yıllardan kalma bir Adem olduğunu çok sonra anlayacaktım...
Mayk Hammerleri Türkçeye, Kemal Tahir çevirmiş. O zamanlar kesinlikle bilmediğim bir şey. O dönemde bu kitaplardan dört-beş tanesini okuduğumu hatırlıyorum -eh insan önünde bütün diziyi tam takım görünce, okumak istiyor! Benim okuduklarım, daha sonra yapılmış baskılar olabilir, çünkü benim okuduklarımda Tekila'ya "Meksika Rakısı" falan denmiyordu mesela! (Kemal Tahir "Ya Allah" dayip, dört tane Mayk Hammer kitabı yazmış!)
Varlık yayınlarının eski küçük kitap boyutlarında, Çağlayan yayınlarının (Refik Erduran, Ertem Eğilmez) çıkardığı, ince ama parlak kağıda basılmış kapakları, Amerikan tipi uzun bacaklı şuh kadınlar çizmeye meraklı bir illüstratör tarafından resimlendiriliyordu (Adamın adını bulamadım).  Mayk Hammer kitapları, 70'li yıllar öncesinin malıydı. Benim çocukluğumun da öncesinden gelen bir şey. 1950'li yıllarda en çok satılan kitaplar Mayk Hammer polisiyeleriymiş Türkiye'de. Kitapların bir de maço dili vardır ki sormayın. James Bond filmlerinin ilk örneklerindeki "kadın avcısı" mantalitesi buralarda da işler! Dili -bugün için- evlere şenliktir! Kemal Tahir takma adla çevirdiği/yazdığı bu romanlarla, kendi kitaplarından çok daha fazla ün ve para kazanmış -o zamanın hesabıyla. Bugün bu romanların Kemal Tahir taklitleri değil de orijinalleri (Frank Morrison Spillane kitapları) dünyada var olmaya devam ediyor -ama sadece nostalji babında!
Kitabı karıştırırken içinden kuru bir çiçek düştü -kalakaldım!
Çiçek, mumyalanmış gibi kupkuruydu, eskiden sarı olduğunu tahmin ediyorum. İyice küçülüp kararmış. Yere düşerken bir an gördüm zaten. Yerden aldığımda, sadece ince kara yassı bir saptı...
Açıkcası burada nostalji-mostalji işlemedi bende. Dışarıda harika bir bahar havası, pırıl pırıl bir hava, çiçekler gibi açmaya başlayan güzel kadınlar varken...
Koltuğumun altına sıkıştırdığım bir Varlık Cep Dergisi sayısı (1 Kasım 1968 sayısı), 70'li yıllardan kalma eski National Geographic sayılarıyla çıktım dışarıya...
İlk duyduğum koku genç bir kadın parfümü oldu. Hafif, uçarı, ölçülü kullanılmış güzel bir parfümdü...
Eski de olsa, kapağı yeni açılan bir kitaba, canlı çiçek yakışıyor...
Sahi o Mayk Hammer kitabının adı neydi?!..
Kitabın kapağındaki dekolteli kadını gördüm, ama kitabın adını hatırlamıyorum. Sorry!..