Mükemmelliğin bedeli...

Birkaç gündür Amy Winehouse'un "Back to Black" adlı video klibine ve şarkılarına takılmış vaziyetteyim....
Popüler müzikle ilgilenmeyen biri olarak, yıllar sonra ilk kez, popüler bir müzisyeni bu kadar beğendiğimi, hayran olduğumu belirtmeliyim. O gerçekten mükemmel, orijinal ve çok içten söylediği belli. Müzikle bir olmuş, o yüzden de gözlerimizin önünde bir efsaneye dönüşmüş. Mükemmelliğin bitmediğini gözlere sokuyor...
Ama her mükemmellikten sonra düşüş başlar. Ve o düşüşü kabullenmek -hele insan bu kadar gençse- çok zordur. Yapılan araştırmalarda, dünyanın en mutlu ve en mutsuz insanlarının sanatçılar olduğunu göstermiştir. Bir örneği de Amy Winehouse olmalı...
Yarım bıraktığım ve bugün okumaya devam edeceğim başka bir kitap da bu mükemmellik arayışını anlatıyor -bu notu buraya belki biraz da bunun için yazıyorum...
Julio Cortazar'ın "Der Verfolger" (Celebrating Bird) adlı kitabı, Caz sanatçısı Johnny Carter'ın yeni stilleri ve mükemmeli ararken kendini nasıl mahvettiğini anlatıyor -ama öyle anlatıyor ki, katıksız müziği adeta duyarak okuyorsunuz hikayesini ve çektiği acıları, sefaleti...
Bazıları, değermi bunlara diyebilir...
Hatta Türkiye denen yerde, "sanat gerekli mi?" diye sorabilen insanlar da yaşıyor ama şu kesin bir gerçektir ki, sanatın olmadığı bir dünyada insan olarak yaşamaya değmez...
Bu çok açıktır...
"Değer mi?" sorusuna gelince -mesela ben kendi adıma söyleyeyim: Burada yazdığım şeylerle ilgilenmek ve yazmak -sadece ilgilenmek bile- bir yaşam biçimidir. Büyük yazar Mario Vargas Llosa, "Edebiyatçılık bir yaşama biçimidir" der mesela. Sadece hergün oturup yazmak, (not almak bile) dünyanın en zevkli uğraşısıdır ve sanatla uğraşmak, bundan ille de bir ürün çıkmasa bile, başlı başına bir zevktir. Amy Winehouse'un bunu belki hiç düşünmede en derinlemesine yaşadığını düşünüyorum...
Mick Jagger'la yapılan bir söyleşide, "Mick Jaggar olmasaydınız ne olmak isterdiniz?" diye soran gazeteciye, ünlü sanatçı, "Herhangi biri" diye ceyap veriyor...
Herhangi biri olan gazetecinin bu yanıtı anladığını sanmıyorum, çünkü Mick Jagger'a trene bakar gibi bakmaya devam ediyor...
Hayat kısa. Sonsuzluğa açılan en kolay kapı sanat...
Mükemmelliği aramaya -her şart altında, kesinlikle değer. Ve bunu herkes anlamasa da olur!..