Werner Finck / Krallara layık karşılama

Bir Hint mihracesi Berlin'de: Dünyaca ünlü bir prens olduğunu bilmesek, sadece onun buralarda zaman geçirmesine bakarak, bunun anlamını hissedebiliriz. Bu dünyanın sadece büyükleri, bir yerde böyle hakkıyla zaman geçirir, ama sadece kısa bir süreliğine. Zira eğer uzun zaman geçirirlerse o karizmatik hâlelerini kaybederler. Öyleyse selam sana sevgili prensim!
   Böyle bir Beyefendiyi nasıl bir memnuniyetle kendi mekanımda ağırlardım. Kuşkusuz küçük bir mekanım var ve sadece benim özel alanlarımdan, evimden ibaret ama biraz fantazi ve stil duygusu ile bir şeyler yapılabilir. Hele bir teşrif etsinler.
   Evimi önce güzel bir mekana, gözle görünür şekilde esasen kalbur üstü bir mekana dönüştürürüm. Bu arada odalarımdan ikisini, saray odası diye adlandıracağım. Lamba adına odada bulunanlar, o memnuniyet anında alevlenecekler. Daha da ötesi, sevgili misafirim hangi köşeye oturursa otursun ben onu aydınlık gülüşümle aydınlatacağım. Onu kapılarda karşılayacağım. Sıradan insanların hızlı hızlı ilk sözlerinden farklı olarak, kalpten sözler söyleyerek karşılaşacağız. Belki önce bahçede, belki hemen eve geçeceğiz. Durum ne gösterirse. Sadece, önemli olan, biraraya gelmemiz. Daha antrede sevgili Mariciğimiz karşılayacak ve onun paltosunu alacak, paltonun alınışı sırasında ben de orada olacağım. Bu olay için öngörülen süre bir dakika. Hemen sonra, en önemli odaların gezilmesi geliyor ve balkon. Banyo gezilmeyecek, şöyle bir gösterilecek. Yemek odasında en önemli yiyecekler çoktan yerlerini almış olacak, ve saire ve saire. Tören kısmından sonra dostane bir buluşma olacak, gecenin ilerleyen saatlerine kadar birlikteliğimiz devam edecek...
   Gördüğünüz gibi, gerçekleşmemesinin nedeni ben olamam.


Werner Finck (1902-1978), Kabare ve sinema oyuncusu, yazar. Bu kısa denemesi 1967'de "Die Morgengabe" adlı antolojide yayınlandı.

Kısacık hayatıyla Alain Fournier

Deniz subayı olacaktı, Paris'deki bir yatılı okulda deneme yazarı eleştirmen Jacques Rivière ile tanışınca hayatının gidişatını değiştirip, Fransız edebiyatının en büyük yazarlarından biri oldu, hem de tek romanıyla: "Le grand Meaulnes." En yakın arkadaşı Rivière'ye yazdığı mektuplar "Correspondance avec Jacques Rivière" adıyla derlendi. Akademik kariyer sınavında çaktı ama 1909'dan itibaren ünlü Paris Journal gazetesinde edebiyat eleştirileri popüler oldu, orada Fransız edebiyatının devleri André Gide ve Paul Claudel ile tanıştı. 1910'da tek romanı "Le grand Meaulnes"i yazmaya başladı. Kitap 1913'de tefrika halinde Fransızların huzuruna çıktı, Goncourt ödülüne aday gösterildi ama kazanamadı. Alain Fournier, I. Dünya Savaşı'nın başında mecburi askeri hizmetini yaparken 22 Eylül 1914'de cephede kaybolduğunda 27 yaşındaydı. Cesedi, 1991'de bir toplu mezarda asker künyesi sayesinde tesadüfen bulundu. Tamamlayamadığı romanı "Colombe Blanche", yarım bıraktığı haliyle 1922'de yayınlandı.