Havalanan etekler...

1955 Yapımı güzel bir Billy Wilder komedisidir "The Seven Year Itch". Bu filmde benim en beğendiğim oyuncu, Marilyn Monroe değil Tom Ewell. Ama konu bu sevimli adam değil tabii...
Filmde Monroe, beyaz etekliğiyle metronun mazgalları üzerinde eteğini havalandırır, mutlaka görmüşsünüzdür, görmediyseniz bu olayın fotorafını görmüşsünüzdür. İşte Gezi Olaylarının en cıvcıvlı günlerinde, ünlü oyuncunun o elbisesi İngiltere'deki Random House tarafından açık artırmayla satışa çıkarıldı. Kimliği açıklanmayan kişi elbise'ye 3.21 milyon Yuro ödemiş. Şimdi elbiseyi hangi kadına hediye ettiyse -ki ben böyle birşey satın alsam kesin sevdiğim kadına hediye ederdim- bir metro mazgalı arıyor olabilir. Eh aramalı!
Geçen gün Hürriyet gazetesinin bahçesinde bir gazeteciyle sohbet ederken işte bu elbiseyi düşündüm. Çünkü oturduğumuz yerin hemen karşısında kantinin açık satış kısmı var, oraya geliyorlar, duruyorlar ve siparişlerini verip birkaç saniye bekliyorlar ve rüzgar var! Sadece benim görebildiğim, diğer dostlarımın arkası dönük manzara şu: Oraya gelen kadınlar eteklerinin kanarını öyle tutuyorlar ki, yırtacaklar. Rüzgar, kadınlara takmış olmalı, resman alttan esiyor!
Önce genç bir kadının eteği ters dönmüş gelincik çiçeği gibi açıldı, kar gibi beyaz külodu görünür görünmez şık bir hareketle kapandı. Kadınlar çırılçıplak bile olsalar, istemezlerse kimseye kendilerini göstermezler. Diğer kadınlarla utangaç gülüşmeler ve ellerinde çayları kantinden ayrılmalar.
Bu arada oradan Mehmet Yaşin geçti. Şimdi yemek programları yapan Yaşin, Türkiye'nin en iyi dergicilerindendir ve yanılmıyorsam bir ara Doğan Yayınları'nı yönetmişti. Kendisiyle birkaç kere telefonda konuştum ama yüz yüze tanımışmıyoruz. Beni bağışlasın ama çok şişmanlamış, -anormal boyutlarda.
Neyse o geçti, bu kez en fazla 21 yaşında genç bir kadını gördüm. Kantinin önüne dayanmış, ultra minisinden kimseye birşey göstermemek için adeta üçüncü dünya savaşı veriyordu. Bir taraftan utanan bir taraftan da bir an evvel ters rüzgardan kaçmaya çalışıyor, ama pilili eteğine hakim olamıyordu. İşta o zaman nedense Marilyn Monroe aklıma geldi. Aslında ne eteği ne de kendi o artiste benziyordu ama çok güzel bir kadındı. Etrafa bakındım, aslında milletin pek umurunda değildi, ama onun yaşı icabı bir istenmeyen frikik, onun için şu anda hayatının en önemli şeyi olabilirdi. Ve arkadaşlarını yardıma çağırdı! Evet. Kadınlar onu kadınca bir operasyonla oradan kurtardılar.
Son günlerde seyrettiğim en ilginç filmdi!