Son ziyaret...

Ankara'da, "Üzerine inme inmiş" deniyordu. Savaşı yöneten Millet Meclisi mebuslarının kendi aralarında konuştukları asıl konu "Yunan Harbi"ydi ve Anadolu'dan gelen her savaş haberi, yüksek elektirik akımının şimşekler çakarak bir nesneden diğerine akışı gibi hızlı ve çarpıcıydı. Mayıs 1922'de, Türk Kurtuluş Savaşı'nın en önemli destekçisi genç Sovyetler Birliği'nin 52 yaşındaki lideri Vladimir İlyiç Lenin, bedeninin sağ yarısına hakim değildi. Ardından diğer darbeler geldi. Lenin, konuşma yetisini bile tamamen kaybetti. Ama hiç yılacak biri değildi. Sol eliyle yazmayı öğrendi, ve konuşmak için büyük çaba harcıyordu. Bir zamanlar ateşli konuşmalarıyla dünyanın bütün Komünistlerini ayaklandırabilen Lenin, sadece "Konferans" ve "Lloyd George" gibi birkaç sözcüğü ifade edebiliyordu. Sert bir fizik tedavi uygulandı…
Lenin, ardılı olarak seçip pişman olduğu Josef Stalin'in onu izole ettiğini, bir öğle yemeğinde anladı. İnme inmesinin ardından bir yıl geçmişti, kısa mesafeleri yürüyebiliyordu ve konuşabiliyordu. Doktorların her hareketine karışması ve hatta gazetelerine bile el koyması, gözünü açmıştı…
Sofradan kalkar kalkmaz tekerlekli sandalyesine oturdu ve karısından onu garaja götürmesini istedi. Bunu öyle bir tonda söylemişti ki, sadece karısı değil, doktorları da gık çıkarmadan dediğini yaptılar. Lenin on tahsis edilen arabaya bindi ve şoföre, şehre sürmesini emretti. Ama hava kararmıştı, şehre giderse, Moskova'da kendini çok az kişiye göstermiş olacaktı. Araba yarı yoldan geri döndü. Lenin ertesi gün arabasıyla Moskova'ya inerken, heryer Stalin'in gizli servisi GPU ajanları tarafından tutulmuştu. Şehre inen Lenin bir tarım sergisini ziyaret etti, yolda gördüğü birçok insana, ünlü kasketini çıkararak selam verdi, gülümsedi, yeniden canlanmış gibiydi. Ertesi gün, önüne gelen gazetelerin bir teki bile Lenin'den ve Lenin'in yaptığı ziyaretten bahsetmiyordu. Lenin üç ay sonra hayata veda etti…
Elbette herkes çok üzüldü. Sadece Moskova'da tören yapılmadı. Ankara'daki Sovyet temsilciliği de taziyelerin merkeziydi. Lenin'in ölüm nedeni, "Aşırı beyin aktivitesi sonucu ölüm" diye açıklandı, yani buna o zaman bile kimse inanmadı. Hemen ölür ölmez bir otopsi yapıldı ve Lenin'in beyni çıkarıldı -beyninin sadece sağ yarısı kalmıştı- ve araştırılmak üzere saklandı. Ölümünün üzerinden iki yıl geçmeden, Lenin'in beyniyle otuzdörtbin farklı deney yapıldığına dair bir rapor yayınlandı. Lenin'in beyni, o zamandan beri, her üç ayda bir özel bir işlemden geçirilip tazeleniyor, sanki yaşıyormuş gibi…
Onun ölümünden sonra, en önemli makama getirdiğine pişman olduğu Stalin, Sovyetler Birliği'nin entelektüel önderi Trotzki'yi katakulliyle görevinden uzaklaştırdı. Trotzki bir süre Büyükada'da sürgün yaşadı, sonra gittiği Meksika'da Stalin'in bir ajanı tarafından başına vurularak öldürüldü, Meksika'da gömüldü. Öldükten sonra Stalin'in beynine itibar eden de olmadı...