Hap kitaplar...

Dostoyevski'nin ünlü "Suç ve Ceza" romanı...
Bu kitabı herkes bilir, dünya edebiyatının en iyi on romanından biri sayılır. Konusu, kahramanlarının adları, metafor olarak falan kullanılır, ama benim bir türlü zaman ayırıp okumadığım önemli kitaplardan biridir. İşte bu "eziklik" duygusuyla Pandora'da görür görmez aldım kitabı. Çok iyi resimlendirilmiş ve yeniden anlatılıp altmış küsür sayfaya sığdırılmış bir hap kitap. Dosteyevski'yi torunlarına anlatmak amacıyla bir Yahudi yazar tarafından yeniden yazılmış, o da Türkçeye çevrilmiş. Aslında bir çocuk kitabı olarak tasarlanmış -ama o kadar güzel ki...
Çocukluğumda "Robinson Crusoe"dan La Fontaine Fabllarına kadar çok sayıda hap kitap okumuştum. Bu kitaplar, hacımlı eserlerin, çabuk ve hızlı okunabilir hale getirilmiş haline denir ve genellikle çocuklar için yazılır. Ama sadece çocuklar için değildir, mesela Rius'un yazıp çizdiği, "Yeni başlayanlar için Marx" kitabını ilk gördüğümde sevinçten nasıl uçtuğumu hatırlıyorum. Daha yeni Almanca öğrendiğim yıllardaydı ve Marx'ın karmaşık Almancasını anlamam imkansızken, onun -bir kısmını bildiğim- fikirlerini çizgi roman formatında okumak, çok güzel bir şeydi. O duyguya sadık kalıp, dizinin "Yeni başlayanlar için Lenin", "Yeni başlayanlar için Freud" gibi diğer kitaplarını da okudum ve hızımı alamayıp ben de o kitapların çizgiroman formatında (Sachcomics) bir kaç sayfa çizdim, Hitler'in skandal anı defteri hakkındaydı.
Hap kitaplar'ın çabuk okunabilmesi cezbedicidir...
Onlardan uzaklaştıktan uzun yıllar sonra internet çağında bu türün inanılmayacak ölçüde yaygınlaştığını ve bunun pek farkına varılmadığını, hergün Twitter başına oturmaya başladığımda keşfettim. Japon arkadaşların Twitter'da roman yazmaya başlamaları bir yana, -onların alfabesi buna yatkın- bir de cidden Twitter romanları yazanlara rastladım. Tanınmış bir romanı en fazla yirmi Tweet ile anlatanlardan tutun da, App üretip uzun ve karmaşık konuları kısaltarak şemalarla anlatanlara kadar, hap kitap türünde tam bir patlama yaşandığı günlerdeyiz. Ve işte Dostoyevski kitabını almaya karar verdiğim gün, koca Webster sözlüğünü yüz seçmece sözcüğe ve onların kullanışına indirgemiş bir App indirdiğim gündü.
Hap kitap türünün hiç yabana atılmaması gerektiğini düşünüyorum, çünkü Çehov'un da özellikle belirttiği gibi, yazıda kısa kesmek hiç kolay değildir. Uzun yazmak daha kolaydır, ama bir konuyu kısacık bir yazıyla anlatabilmek gerçekten ustalık ister.
Yeni nesil hap kitaplar, yazı ile birlikte görüntü ve sesi de kullanıyorlar ve işi mümkün olduğunca kısa tutuyorlar. Bunların elime geçen en iyi örneği, Beatles grubu için yapılmış "Yellow Submarine" kitabı. Çabucak okunduğundan silindi ve artık iPad'imde yer işgal etmiyor ama her an indirip, sayfalarını yeniden çevirmeye değecek bir hap eser!..
Çocukken, "fizik veya kimya hapı olsa da o hapı içip bu sıkıcı dersleri bir anda öğreniversek de çizgi roman ve hikaye kitabı okumaya zamanımız kalsa" diye düşünürdüm. Gerçekten zevkle okuduğum kitapların hapa indirgenmesi hiç işime gelmez, ama lise mezunu Albert Einstein'ın izafiyet teorisini, portakal tadında bir hap şeklinde yutup okumuş olmak isterdim, Çin'in Ming devri yıllıklarını da Pekin ördeği tadında bir hapla okuyabilirdim mesela, soya sosuyla iyi giderdi...