Dicle kıyısında Kızılderililer...

Kayapo kabilesi reisi Megaron'un kızı Mayalu, ayak bileklerine kadar Dicle suyunun içinde, eğiliyor...
Brezilya'nın balta girmemiş ormanlarında Batı uygarlığının henüz ulaşamadığı Amazon cangılında yaşayan Kayapo kabilesinin dünyaca ünlü reisi Megaron Txucarramae, yüzü Hasankeyf'e dönük, Dicle'nin kenarında...
Sadece bir kaç kişiyiz ve büyük reisin Hasankeyf için, Dicle'nin özgürce akabilmesi için duasını izliyoruz. Megaron, Brezilya Hükümetinin Amazon nehrine bağlanan Xingu nehri üzerine inşa etmeye kalktığı Belo Monte barajına karşı etkili bir mücadele yürütüyor.
Megaron, suyun içinden iki çakıl taşı çıkarıyor, onları birkaç kere birbirine vuruyor ve dudaklarının kıpırdadığını görüyorum. Sonra taşları nehre fırlatıyor. Kızı Mayalu, hayatında Brezilya dışına ilk kez çıkıp Dicle'ye gelmiş. Kabilesine özgü dövmeleri ve yüz boyasıyla genç güzel bir kadın ve Dicle'ye müthiş yakıştı...
Kayapo Yerlileri reisi Megaron'un kızı Mayalu Dicle kenarında
Her zaman ciddi ve son derece sakin büyük reis, diğer Kayapo'lar gibi, Amazonlarda ormanda çıplak ve yalınayak dolaşırmış. Bunu anlatan gazeteci dostum, o bölge hakkında bir de kitap yazmış olduğundan, can kulağıyla dinliyorum.
Kayapolar bize göre çıplak geziyor sayılabilirler, ama öyle değil. Onlar bedenlerine kiremit kırmızısı bir boyayla, bedenlerini kaplayan süsler çiziyorlar. Hem de hergün!
Evet böyleymiş...
Süslerin yapıldığı doğal boya, kendine has, sadece haşerat tarafından "algılanan" bir koku yayıyormuş ve tabii haşerelerden koruyormuş. Bu süsler her sabah yeniden, elbise giyer gibi işleniyormuş bedene. Amazon ormanlarının içinden geçen Xingu nehrini her işleri için kullanan Kayapolara Hasankeyf'in suların altında kalacağını anlatan başka bir sevgili dostum, yerlilerin tepkilerini şöyle anlattı:
"Katedraller gibi ağaçların göğü kapattığı sık ormanın tam ortasında, kulübelerin bulunduğu yerdeyiz, ben konuşuyorum, boyalı, süslü savaşçılar ve diğer kamp sakinleri orada. Ben 10 bin yıllık tarihe sahip Hasankeyf'i ve barajın onu nasıl yutacağını söyler söylemez, yerliler yaylarını gerdiler, sanki hemen savaşa gideceklermiş gibi. Biri geldi bana, eli belindeki palasında, tercüman aracılığıyla ciddi ve çatık kaşlarla şöyle dedi: 'Söyle onlara, o barajı istemiyoruz. Onlara söyle, oraya geliriz...'"
Ve geldiler...
Kayapoların efsane şefi Megaron ve kızı, Dicle kenarında suyun içinde akşam üzeri nehrin gönlünü aldılar. Dua edilirken bir an tam bir sessizlik oldu. Dicle Megaron'un iç sesini duydu. Bir an nefesini tuttu...